Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) karara bağladığı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ‘yanıltıcı bilgilerin kamuya açıklanması’ başlıklı 217/A maddesiyle ilgili “Sulh ceza hakimlikleri tutuklama fabrikasına dönüştü” dedi. İptal talebini yarın görüşeceğiz. ; Anayasa Mahkemesi kararlarını görmezden gelip uygulamamak için hukuka aykırı hareket ediyorlar. Türk Ceza Kanununun 217/A maddesi; Anayasanın belirliliği ilkesine aykırıdır. Demokratik bir toplumu hep birlikte kurmalıyız. Aksi halde büyük bir karanlık bizi bekliyor. Bu hukuksuzluğun sorumlusu Anayasa Mahkemesi’dir “Dur demesini bekliyoruz” dedi.
TGC Yönetim Kurulu, Anayasa Mahkemesi’nin 8 Kasım 2023 Çarşamba günü görüşeceği TCK’nin 217/A maddesinin iptali için bugün çağrıda bulundu. TGC’den yapılan yazılı açıklamada, unsurun basın ve düşünce özgürlüğüne aykırı kullanıldığı belirtildi. , Şöyleki:
“Meslek örgütleri olarak bir hafta içinde yedi gazeteciyi ilgilendiren soruşturma, gözaltı ve tutuklamalara tanık olduk. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Etmeyi öngören 216. maddesinin ardından hükümet 217. maddesini de uygulamaya koydu. TCK /A, Kamuyu Yanıltıcı Bilgilerin Açıkça Yayılması.” Yeni bir sopaya sahip olduğunu bir kez daha gördük. Anayasa Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu’nun 217/A maddesinin iptalini 8 Kasım 2023 Çarşamba günü görüşecek. Bu tarih yaklaşırken T24 yazarı Tolga Şardan’ın tutuklanması ile Anayasa Mahkemesi de korkutuldu. Tolga Şardan, 6 Kasım 2023 Pazartesi Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, MİT Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu ile iktidarın özellikle son yedi yılda sosyal medya alanında yaptığı değişikliklerin tamamı İl Özel İdaresi Terörle Mücadele Kanunu, kelimenin tam anlamıyla gazetecilerin ve kamuoyunun fikir ve ifade özgürlüğünün engellenmesini içeriyor. Acımasız. Düşman ceza hukuku anlayışıyla kullanılmaktadır.
“Sulh Ceza Hakimleri Tutuklama Fabrikalarına Dönüştü”
2014 yılında kurulan Sulh Ceza Hakimlikleri adeta bir tutuklama fabrikasına dönüştü. Mahkemeler; Anayasa Mahkemesi kararlarını görmezden gelip uygulamamak için hukuka aykırı hareket ediyorlar. Sonuç olarak Türk Ceza Kanunu’nun 217/A maddesi; Anayasanın açıklık ilkesi kullanılmamaktadır. Bireylerin, hangi somut eylem ve olguya hangi hukuki yaptırım veya sonucun bağlandığını, bunların hangi müdahale yetkisini kamu otoritesine doğurduğunu makul bir ölçü içerisinde hukuktan öğrenme olanağına sahip olmaları gerekir. Kanundaki ‘gerçeğe aykırı bilgi’ kriteri kesinlik ve öngörülebilirlikten uzaktır. Anayasamızın ikinci maddesinde ifadesini bulan “Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir” kararı alışılmadık bir durumdur. 13’üncü sayıdaki ‘Temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması Anayasa’nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük unsuruna aykırı olamaz’ düzenlemesine aykırıdır. 26. maddede belirtildiği gibi ‘Herkes, niyet ve kanaatlerini söz, yazı, fotoğraf veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu özgürlük, kamu yetkililerinin müdahalesi olmaksızın bilgi ve fikirleri alma ve verme özgürlüğünü de içerir.
“BİRLİKTE DEMOKRATİK BİR TOPLUM İNŞA ETMEK ZORUNDAYIZ. ANAYASA MAHKEMESİNİN BU HUKUKSUZLUĞA DUR DEMESİNİ BEKLİYORUZ”
Demokratik bir toplumun temeli basın ve düşünceyi ifade etme özgürlüğüdür. Hükümetlerin iktidarlarını sürdürmek adına muhalifleri ve gazetecileri susturma çabaları demokrasiye zarar verdi ve vermeye de devam ediyor. Demokratik bir toplumu hep birlikte inşa etmeliyiz. Aksi halde büyük bir karanlık bizi bekliyor. “Anayasa Mahkemesi’nin bu hukuksuzluğa son vermesini bekliyoruz.”
